E-postanın ve WhatsApp, Telegram gibi anlık mesaj uygulamalarının yeri hayatımızda oldukça önemli. Bu iki teknoloji, günlük hayattaki iletişimimizin neredeyse büyük bir çoğunluğunu karşılıyor. İkisi de göndericinin iletilerini alıcıya göndermek üzere tasarlanmış olsa da e-posta teknolojisi anlık mesajlaşma teknolojisine göre daha yavaş kalmakta.
Günümüzde hemen hemen herkesin en az bir adet e-posta hesabı bulunuyor. En basitinden yola çıkarsak bir sosyal medya uygulamasına veya bir internet sitesine kaydolmak için bile e-posta adresi gerekebiliyor. Bu tarz işlerde daha sık kullanılan ve hayatımızda önemli yeri olan e-postanın, anlık mesaj uygulamalarında da olduğu gibi temel fikrinde göndericinin iletilerini alıcıya göndermek yatıyor.
E-posta teknolojisinin temelinde anlık mesaj teknolojisinin fikriyle aynı şey yatsa da nasıl oluyor da postalar anlık mesajlara göre daha geç iletiliyor? Daha önce hiç bunun üzerinde düşünmüş müydünüz? Hadi hep beraber e-posta iletilerinin, anlık mesajlara göre daha geç iletilmesindeki sebebine bakalım.
İlk olarak, postaneye mektup bırakmaya benzeyen e-postanın çalışma mantığını anlamak gerekiyor.
E-postanızı birine göndermeye çalıştığınızda, e-posta alıcıya ulaşmadan arka tarafta birçok teknik işlem yapılıyor. Bu işlemlere kısaca değinecek olursak; “e-posta gönder” düğmesine bastığınızda Gmail, Outlook veya kullandığınız herhangi bir e-posta istemcisi ilk olarak giden sunucusuna bağlanıyor. Giden sunucu gönderenin bilgilerini doğruluyor ve mesajı göndermek üzere giden kuyuruğuna yerleştiriyor. Bağlantı kurulduğunda karşı tarafın sunucusuna ileti gönderiliyor. Bu durumu basit bir örnekle anlatmak gerekirse, postaneye gidip mektup bırakmaya veya kargo şubesine gidip kargo bırakmaya benzetebiliriz.
Sürecin devamında ise e-posta alıcı sunucuya ulaştığında alıcı sunucu e-posta adresini kontrol ediyor, spam ve virüs kontrollerinde bulunuyor (Bu kontroller e-posta istemcisine göre değişir.) ve alıcının gelen kutusuna bırakıyor. Alıcı, posta kutusunu yenilediğindeyse istemci yeni bir şey var mı diye kontrol ediyor ve iletiyi alıcının e-posta gelen kutusuna bırakıyor.
E-posta’nın çalışma mantığına baktık da anlık mesajın mantığına bakmayalım mı?
Anlık mesajlaşmanın diğer iletişim türlerinden farkı gerçek zamanlı bir doğaya sahip olmasıdır. Günümüzde anlık mesajlaşma imkanı sağlayan; WhatsApp, Telegram, BİP hatta Twitter’in DM özelliği gibi kullanıcıların tercihlerine göre kullanabileceği düzinelerce mesajlaşma uygulaması var. Bu mesajlaşma uygulamaları dünyanın dört bir yanından insanın her gün milyonlarca insanın birbireleriyle iletişim kurmasını sağlıyor.
Bir mesajlaşma uygulamasını kullandığınızda karşıdaki kişiyle aranızda doğrudan, yani yüz yüze bakıyormuş gibi bir bağlantı oluşuyor. Uygulamanın merkezi sunucusu kimin çevrim içi olduğunu belirliyor, çevrim içi olan herkesin IP adresini sizin makinenize iletiyor. Bu sayede birine mesaj gönderdiğinizde merkezi sunucu doğrudan sizi alıcının makinesine bağlıyor ve ardından gerçek zamanlı olarak mesaj gönderilme imkanını sağlıyor. Bu yüzden “çevrim içi” olmanın olumlu ve olumsuz yanları bulunuyor.
Anlık mesajlaşma uygulamaları, gönderici ve alıcı aynı uygulamayı kullandığı için hızlı çalışıyor, aynı sunucuda işlendiği için e-postalara göre aradaki hız farkı burada başlamaya başlıyor.
Peki bu hız farkı nereden kaynaklanıyor? Biraz daha temelleri birleştirelim.
E-postaların alıcıya ulaşmasında dakikalar hatta saatler sürmesinin altında yatan en temel neden bir dizi sunucuyla çalışmak üzere tasarlanmış olmalarıdır. Anlık iletilerin aksine, e-postalar alıcının gelen kutusuna düşmeden önce birkaç lokasyon arasında doluşmak zorundadır. E-posta depola ve ilet modeline göre çalışıyor, iletiler alıcıya teslim edilene kadar sunucuda depolanıyor.
E-posta işleyişinin sunucu yedekleri gibi bir avantajı da vardır yani ileti esnasında bir sunucu çökerse, ileti yedek sunucuya gönderiliyor. E-posta teslim edilmezse sunucular birkaç kez daha iletiyi gönderme denemesi yapar. Yani e-posta sistemi hiçbir zaman anında ileti gönderecek şekilde tasarlanmamıştır. Yine de günümüzde e-posta altyapıları hızlı ileti alışverişi için yoğun gelişmeler yaşadı ancak bu gelişmelere rağmen yine de gecikmeler yaşanıyor.
Anlık mesajlaşma servisleriyse gerçek zamanlı olacak şekilde tasarlanmıştır, bu nedenle göndericinin mesajı alıcıya teslim edilmezse onu unutur ve yoluna devam eder. Anlık mesaj programları mesajı göndermek için e-posta servislerinin aksine mesajı tekrardan göndermek için uğraşmazlar. Bu nedenle her zaman e-postalar anlık mesajlar kadar hızlı değildir.
Kaynaklar: Zoho, Science ABC, Ask Leo