Sene 2012… YouTube’dan video izliyorsunuz ve çözünürlük 720p. Şimdi kulağınıza şaka gibi gelebilir ancak eskiden bu çözünürlük, kalite konusunda 1080p ile kapışırdı. Peki şimdi ne oldu da bir anda 144p gibi davranmaya başladı?
Günümüzde YouTube, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası hâline geldi. Peki neden eskiden saatlerce izlediğimiz videoların, gitgide biraz daha “pikselli” göründüğünü hiç merak ettiniz mi? Bizim gözlerimiz mi bozuldu, yoksa YouTube mu bizi trollüyor?
Merak etmeyin, aslında işin içinde ne göz doktorları ne de internet goblinleri var. Durum tamamen YouTube’un “diyet” kararıyla ilgili.
Geçmişte YouTube’un videolar için kullandığı yüksek bitrate oranları, sundukları olağanüstü görüntü kalitesi ile bilinirdi.
Ancak bu, videoların sunucularda daha fazla depolama alanı kaplamasına neden oluyordu. YouTube’un erken dönemlerinde kullanıcıların platforma video yükleme sıklığı, günümüzdeki kadar yoğun değildi. Zamanla video yüklemelerindeki artış, platformun depolama ve bant genişliği maliyetlerinde önemli bir yükselişe sebep oldu.
E hâliyle bu durum, YouTube’un sunucularında yer tasarrufu yapmak amacıyla video dosyalarının bitrate’ini düşürme kararını almasına neden oldu. Bitrate’in düşürülmesi, videoların dosya boyutlarının küçülmesini sağladı fakat bu süreç aynı zamanda görüntü kalitesinde de düşüşe yol açtı.
Video kalitesinin temel belirleyicisi bitrate’dir.
Bitrate, videonun ne kadar kaliteli görüneceğinin anahtar ölçütüdür; bitrate ne kadar yüksek olursa, görüntü o kadar net ve detaylı olur.
Videolar, örneğin YouTube veya Instagram gibi farklı platformlara yüklendiğinde, dosya boyutunu küçültmek ve sunucu maliyetlerini optimize etmek amacıyla özel render sistemlerinde işlem görür.
Bu süreç, kullanıcıların yüksek boyutlu dosyaları (örneğin, 1GB, 2GB hatta 50GB) platforma yüklemelerine rağmen, platformların bu dosyaları önemli ölçüde daha küçük boyutlara (örneğin, 10MB veya 20MB) indirebilmesini sağlar.
Ancak bu işlem, ne yazık ki videonun kalitesinde belirli bir düşüşe neden olabilir çünkü dosya boyutunun küçültülmesi genellikle detay kaybıyla sonuçlanır.
Bir diğer faktör ise ekran çözünürlüklerinin zaman içinde önemli ölçüde artmış olması.
Daha önceden 720p çözünürlük, evlerimizdeki monitörler veya cep telefonlarımız için yüksek kaliteli görüntü sunuyordu. Ancak teknolojinin ilerlemesiyle birlikte, bugün piyasada 8K ve hatta 16K çözünürlüğe sahip ekranlar bulunmakta.
Yani daha düşük çözünürlüklü bir videoyu bile, modern ekranlarda olağanüstü netlikte izleyebileceğimiz anlamına gelir. Örneğin, bilgisayarda 720p videoyu düşük çözünürlükte görürken; aynısını telefonumuzda izlediğimizde, yüksek çözünürlükte kaliteli izliyormuş gibi hissederiz.
Teknolojinin gelişmesiyle yakın zamanda 1080p çözünürlüğü de kalitesizler kervanına katılırsa hiç şaşırmayız doğrusu!